10 Kasım 2013 Pazar

Yatmadan önce 100 F5 darbesi...

Yıllardan bir yıl, diyelim ki bilgisayarlar bu kadar popüler değil,olamıyor.Bilgisayarın olsa internetin olmuyor,olamıyor.Ben okumayı bilmezken evimizde bilgisayar vardı -yıl '95- .Ne yazık ki , evimden internete ilk bağlandığım gün ise lisedeydim.O zamana kadar küçük ve daha küçük çaplarda 2-3 adet web sitesi geliştirmiştim.Bir kaç hazır sistem kullanmayı öğrenmiştim.Ve bütün bu işleri yaparken küçük bir diskete sığdıramadığım bir jpeg dosyasının bana maliyetini düşünebiliyor musunuz ?
Bir diskete sığmayan bir veriyi, internet kafede aynısını bulana kadar araştırmanın liseye bile gitmeyen bir öğrenciye ne kadar pahalıya patladığını.Şöyle bir bakınca "evet bu çocuk bilgisayar mühendisliği okumalıymış, tam filmlerdeki gibi... vs" diye düşündüğünüzü biliyorum ama kısaca şöyle söyleyebilirim ki: alakası yok.Bu dediklerinin sadece filmlerde olduğunun en iyi kanıtlarından biri benim galiba.Keza 8-17 yaş aralığında ürettiklerim, 17-23 arası üniversite hayatında ürettiklerimden daha fazla.Ben çocukluğumdan beri istediğim bölümü, benim bir üst versiyonum olan kuzenim sayesinde edindim .Ne istediğini bilmeyen birisi için önceden verilmiş bu karar belki de hayatının en güzel kararlarından birisiydi.Evet, bilgisayar mühendisliği okumayı istiyordum, ama ne istediğimin, ne kadar istediğimin farkında mıydım ? Tabii ki hayır.Velhasıl kelam, gel zaman git zaman , Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünün hazırlığına kapağı attım.Bölüme yarım dönemde geçtim ve anlatacağım hikayelerin bir çoğu bu dönemden sonraya tekabül edecek.


İlk programlama dersleri aldığımız zamanlarda "if" ,"for", "while" konularından bahsederken hoca, ben çoktan bunları biliyordum, web sitesi yaparken kullanmıştım.Çocuk oyuncağı diyordum kendi kendime bu iş!
Günün ilerleyen saatlerinde üniversite hayatımın ilk ödevi gelmişti :"Vending Machine" .Bilmeyenlere zor, bilenlere kolay gelir ve aslında gerçekten basittir - bunu okuyan 1.sınıf öğrencisi bana küfretmezse iyidir :) - Vending Machine kısaca çay, kola, su, yiyecek aldığımız o makinaların genel adıdır.Parayı verirsin, belli bir limite ulaştığında sana bir liste sunar, seçersin ve para üstünü verir.50 satırı bile bulmayan bir kodlamanın bütün amacı "while" , "for" döngüleri ;"if" ,"else" ,"switch" statement larını öğrenciye öğretmektir.Yapmam günlerimi almıştı.Her bir satırı kendi ellerimle yazdığım ,kopyala - yapıştır kavramlarından uzaklaşmayı öğrendiğim ilk ve belki de son ödevimdi.Bir kodu çalıştırabilmek ya da yazdığın kod parçasının doğruluğunu kontrol edebilmek adına F5 tuşuna tecavüz etmeyi öğrendim.Ve uykumun orta yerinde uyanıp -ki tanıyanlar davul çalsan uyanmayacağımı bilirler - kodun eksik kısmını rüyamda tamamladığımı farkedince anladım nasıl bir yola girdiğimi.İşte o dakikadan sonra bilgisayar mühendisliği nedir? kısaca tanımla deseler sanırım tek cümle ile : "Yatmadan önce 100 F5 darbesi" olarak tanımlamak doğru olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sabaha kadar açığız!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...