3 Ocak 2014 Cuma

Diziler ve Teknoloji

2014'e merhaba diyerekten bir giriş yapıyor ve hepinizin tüm dileklerinin gerçekleşmesi, beddua ettiğiniz insanların evine ateşler salınmasını diliyorum. Tabii onlar da size beddua ederse bu sizin evinizi de ateşlere bürüyebilir ona göre aman dikkat! :)

Bir süredir yazacak konu sıkıntısıyla boğuşuyorum diyemem ama oturup yazmaya başlayana kadar aklıma gelenlerin gitmesi, yazma isteğimin yok olması ile birleşip beni zor bir duruma sürüklüyor. Ben de bu kez aynı hataya düşmemek adına önemli bir işimin ortasında aklıma gelen bir kaç örnek üzerine yazımı yazmaya karar verdim. Burda çok sevgili blogger'ımız angelsinsects'e bana; aklımda olan bir konuyu özelleştirerek yazdığı ve ilham verdiği için teşekkürlerimi sunuyorum.

Günümüzde içimiz, dışımız, önümüz hatta arkamız dizi. Her gün, hemen her kanalda en az 2 tane dizi var ve ben televizyona sırtını çeviren ve bununla da gurur duyan biri olduğumdan konum ağırlıklı olarak takip ettiğim yabancı diziler ve bazı filmlerden yola çıkarak bilgisayar mühendisliği'nin ya da teknolojinin bu dizilerdeki kilit noktalarını ve nerelerde kullanıldığını aktarmaya çalışacağım.









  1. Arrow

    Arrow, bir DC Comics karekteri olup günümüz Robin Hood'u olarak da tanımlanabilir. Dizi kısaca, bilyoner bir playboy olan Oliver Queen gemisinin batması sonucu bir adaya düşer ve 5 yıl mahsur kalır. Kurtulduğunda ise şehrine (Starling City) tek bir amaç için döner: Şehrini kurtarmak.Yeşil bir pelerin ve ok ile başlar suç ile savaşmaya. Yanda resmini gördüğümüz güzel ablamız ise , dizideki adı ile Felicity Smoak. (Evet şansımıza tükürelim ki bizde böyle bilgisayar mühendisi yok ve olmayacak gibi :) ). Arrow'un ailesinin şirketinde IT bölümünde çalışan sıradan, patavatsız, zeki bir kızdır. Oliver başlarda bazı bilgiler ister kendisinden ve dedik ya hatun zeki, kısa süre içerisinde Oliver'ın kim olduğunu çözer ve Arrow'un arkasındaki teknik desteğin ta kendisi olur.
    Bulunan en ufak bir ipucundan gerekli bilgileri toplamak, tüm haber kanallarını ve sitelerini taramak, başka zaman ve yerde çekilmiş olan videoların yer tespitini yapmak, devletin ya da polisin veritabanına sızmak (evinizde denemeyin :) ) ve saymakla bitmeyecek bir çok görevi vardır bu karakterin. Eee ne demişler her süper kahramanın arkasında bir teknoloji yatar. Ve Arrow'un başarısının ardındaki perdeyi araladığımızda ise karşımıza çıkan bu güzel IT elemanı oluyor ve işinin hakkını veriyor
     
  2. Person of Interest
    Angelsinsects'e bir kere daha teşekkür edip, sizleri onun mükemmel yazısına davet ediyorum. Geri dönün ama lütfen ...
    http://bilgisayarmuhendisliginedir.blogspot.com/2013/12/person-of-interest.html
  3. Dexter
    Dexter ise ailemizin sevimli seri katilidir. Seri katil mi ıyk! demeyin ve izlemediyseniz kesinlikle ilk işiniz bu diziye başlamak olsun diyorum sizlere ve konumuza devam ediyorum.
    Seri katilden ne anlarsınız bilmem tabii ki ama günümüzün sapık seri katillerinden değildir Dexter ve kolay kolay yakalanmaz. Zaten kendisi de Miami Polis'inde adli tıp uzmanı olarak çalışmaktadır. Dexter'ın tek bir kuralı vardır. Sadece adaletin serbest bıraktığı suçluların peşinden gider ve kanıt olmadan kimseyi öldürmez. Yani günlük hayatında yaptığı işi, esas mesleği olan seri katil iken de yapmalıdır. Bunu yapmanın yolu ise o kişi hakkındaki tüm bilgileri ele geçirmek ve kanıt bulmaya çalışmaktır. Genel olarak dexter'ın programlama kabiliyeti olduğunu söyleyemeyiz ancak sırf bilgisayar kayıtlarına erişebilmek adına bir kaç tane yasayı çiğnediğine hepimizin şahit olmuşluğu vardır. Hedef listesinde olan kişilerin tüm kişisel bilgilerine ulaşabilmek için vergi, motorlu taşıtlar, polis hatta interpol veri tabanlarına erişip bilgileri aradığı, parmak izi veya DNA tarattığını görüyoruz. Ve bazı kilitli bilgisayarların şifrelerini çözme becerisi de bizlerin şifre seçerken daha dikkatli olmamız gerektiği gerçeğine götürüyor. Kısacası bu sevimli seri katil de gücünü bilgisayardan ve teknolojiden alıyor.
    Diziyle ilgili ek bilgi verirsek, dizide kullanılan arama motoru - google benzeri- , telefon, içilen bira ve bazı markalar tamamen hayal ürünü. Bunun sebebi de bir seri katilin Google kullanarak adam öldürdüğü ya da öldürebileceği izleniminin önüne geçmekmiş. Paylaştığınız bilgilere dikkat.
  4. House
    House hakkında yazılcak ve halihazırda yazdığım onlarca yazı vardır ama teknolojik botutuna henüz değinmemiştim ki bu da başımıza geldi.
    House ise Hugh Laurie'nin can verdiği işinde başarılı hatta en iyisi, sosyal iletişimi berbat, melankolik, zeki, insanlarla uğraşmayı seven pislik  bir doktor. Sherlock Holmes'ün doktor hali kısaca. Doktor ne kullanacak teknolojiyi, hasta verisine bakmak için mi diyebilirsiniz ama mevzu biraz daha farklı. House kontrol manyağı biri olduğundan dolayı, çevresindeki herkesin açık noktasını yakalar ve onlarla ilgili hiçbir şeyin gizli kalmasını hazmedemez. Durum böyle olunca da anlatılmayan bir şey olduğunu sezdiğinde başlar o insan ile ilgili bulabildiği her bilgiyi bulmaya. Sadece ayakkabısına bakarak bile çok şeyi anlayabilen House'un internetle olan iletişimi burda başlar. Kazıdıkça kazar ve elbette ki bir şeyler bulmadan çıkmaz.
    Bazı bölümlerde sadece interneti kullanarak öğrendiği bazı diller olduğunu anlamamız da zor olmuyor ve hatta öğrendiği bu dilleri bazen hastaları tehdit etmek için bile kullanıyor.
    House insanlara da güvenmez ve resimden anladığımız üzere herkesin yalan söylediği ancak semptomların yalan söylemediğine inanır. Bu sebepten her hastanın sakladığı bir şey olduğunu bildiği için ekibinden bazıları hastanın evine gizlice girerken House da oturduğu yerden internet araştırmasında bulunur.
    Ve en önemlisi internetten yasaklı sitelere girmenin bu kadar zor olduğu günümüzde, o ise proxy bile kullanmadan porno sitelerde gezmek için iş bilgisayarını kullanır. -Evet evet bana da teknolojiyi olumlu kullanıyor gibi gelmedi doğrudur:) -

  5. Supernatural

    Sam ve Dean Winchester kardeşlerin, doğaüstü yaratıklarla mücadelesini anlatan bir dizidir Supernatural adı üstünde.
    Binbir çeşitinin işlendiği dizide daha önce adını bile duymadıkları bazı yaratıklarla karşılaşırlar ve tarihin derinliklerinde bu yaratıkların hikayelerini, nasıl beslendiklerini ve nasıl öldürüldüklerini araştırmak zorundadırlar. 9. sezonunu oynadığını düşünürsek ilk sezonlarda daha az rastladığımız bilgisayar ve laptop son sezonlara doğru daha sık gözümüzün önünde ve araştırmalarının büyük çoğunluğunu kütüphaneler yerine bilgisayarda geçirirler.
    Özellikle üniversitede hukuk eğitimi gören Sam'in teknolojiyle olan iletişimi daha kuvvetlidir ve genelde araştırma meraklısı olan ve araştırmaları yapan da odur. Bazı ele geçirdikleri bilgisayarlarda şifre kırma işlerini de o halleder.
    Tüm bunlara karşılık Dean'in 7. sezonda devletin yerleştirdiği mobese kameralara sızıp ekranı görüntülemesi de Sam'in bu yeteneklerini ikinci plana attı benim gözümde. Tabii ki 7.sezonda Dean'deki bu ani gelişme kendiliğinden olmadı ve yardım aldı. Spoilerdan uzak durmak adına da izleyip görmenizi tavsiye ederim. Supernatural'daki esas teknoloji kullanımı da orda başlıyor bence.
  6. Batman
    Batman'i ikiye ayırmakta fayda var ve ben bunu N.Ö , N.S olarak ayırıyorum. Hönk! demeyin cevap basit aslında. Christopher Nolan'dan önce ve sonra... Batman da tipik bir DC Comics karekteri olarak tam anlamıyla bir süper kahraman değil ama teknolojiyle Bruce Wayne'i birleştirince bir süper kahraman gücünde.
    Nolan öyle bir batman yarattı ki çocukluğumuzda izlediğimiz ve sebepsiz yere uçabilen batman'in tüm hareketlerini bir teknolojiye bağlayabildi. Batman'in binaların tepesinden uçabilmesi, araçlarının kullanımı, sesindeki değişimin tamamı kendi şirketinin bünyesindeki gizli yürütülen Ar-Ge çalışmalarına bağlanmış durumda.
    Özellikle Batman'in Heath Ledger'li olan ikinci filminde sırf Joker'i bulmak için şehirdeki tüm insanların telefonlarının dinlenmeye alınması hareketi belli ki Christopher Nolan'ın küçük kardeşine Person of Interest'te ilham olmuş durumda. Batman'in tüm araçlarındaki teknolojiler de zaten bir bilgisayar mühendisinin ufkunu genişletmeye yetecek boyutta.
  7. Ironman
    Batman'in ruh ikizi diye tanımlıyorum ben. Normal bir adam, teknolojisiyle al sana Ironman. Filmde kullanılan teknolojilerin yarısı günümüzde hala kullanılmamakta. Ancak filmi izleyen herkesin aklında o soru mutlaka kalmıştır: "Acaba teknoloji bu kadar ilerleyebilir mi?" Multi milyarder bir adamın evinde ve şirketinde yaptığı projeler, yarattığı silahlar ve kullandığı teknolojiler keza bir bilgisayar mühendisi olarak bizlerin bakış açımızı genişletmemize yardımcı olabilir. Günümüzde kullanılan tabletlerdeki hareketleri boşluğa yapıyor ve karşımızda interaktif bir bilgisayar. Yapay zekası son derece gelişmiş, hatta insan bile denilebilir düzeyde. Açıl susam dersin açılır, kapan susam dersin kapanır o derece yani.
    Kısacası öyle bir teknoloji kullanılıyor ki filmde kelimelerim kifayetsiz kaldı. Bilgisayar mühendisiyseniz veya o yolda ilerliyorsanız hemen her diziden, filmden bir şeyler çıkarabiliyorsunuz. Ironman ise bilimkurguya kaçmadan bu teknolojiyi güzelce sentezlemiş bir film örneğidir. Bakarsınız teknoloji ve mühendislik konusunda geleceği bile görüyor olabilir.
Unutulan, gözden kaçan, eksik görülen noktalar illa ki olacaktır. Yorum, eleştiri ve önerilere her daim açık olduğumu bildirir, görüp de okumayanların ya da yarıda bırakanların evlerine ateşler düşsün diye yazımı bitirdiğimi bildiririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sabaha kadar açığız!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...